Türk lirasına değer kaybettirme yarışı sürdükçe; halkımızın omzuna bindirilen gizli ve adı konmamış haksız hatta çok ağır bir vergi yükü olan enflasyona dayanabilmek de olanaksızlaşıyor. Geçen hafta mutfak harcamalarına yeten geliriniz; bu hafta yetmiyor. Çünkü çok ağır enflasyon var! Enflasyon; halkın cebindeki, banka mevduatındaki veya çıkınındaki paraların değerinin düşürülerek (bir nevi aşırılarak), devletin parasına güvenenleri cezalandırmak demektir!
Ulusal paraya güvenin sarsılmaması için; Merkez Bankamız, enflasyon kadar olmasa bile; hiç olmazsa enflasyon oranının yarısı kadar bir faiz belirleyerek; paraya güvenin sürmesini sağlamaya uğraşıyor. Fakat yukarıdan, "FAİZİ İNDİR!" baskısı geliyor. Şükür ki, Merkez Bankası; ekonomiyi biliyor. Babacan ve Şimşek de, bu konuda iyi eğitim almışlar. Mülkiye'de; Ekonomi'den başka; PARA-BANKA-BORSA diye bir ders de vardı. Sonra açılan ekonomi ve maliye ilgili yüksek eğitim kurumlarında da böyle dersler konmuştur.
Paramıza güvenin sarsılması ve halkımızın döviz denen yabancı paralara hücum ederek, milli paramızı elinde veya mevduatında tutmaktan vazgeçmek zorunda kalması; ulusal ekonomi yönünden felaket olur. O felakete uğramamak için, Merkez Bankasına baskı yapmaktan vazgeçilmeli!
Faiz, dinlerde haram sayılmıştır. Fakat Dinlerin çıktığı dönemde, paralar altın ve kıymetli madenden dökülüyordu. O nedenle enflasyon diye bir şey yoktu! Paranın değeri sabit kaldığı bir ortamda; faize gerek olmayabilir. Fakat ağır enflasyon, bizim paramıza sürekli değer kaybettiriyor; yasal faiz ise o kaybı telafi etmiyor. Halk Dövize ve altına hücum ediyor. Bu durum ülkemizin zararınadır.
1-Para değerinin, sürekli çok basılarak veya yanlış politikalarla düştüğü ortamda; devletin alt düzeyde sınırladığı faiz; o parayı taşıyan veya biriktirenlerin zararlarının yarısını değil, dörtte birini bile karşılamaz.
2-Ücret veya aylık adıyla, alın terinizin karşılığı olan para, geçiminize yetmez oluyor.
3-Yıllarca çalışmanızdan sonra, size bağlanan ve çalışarak ömür tüketmenizin bedeli olan emekli aylığınız da güdük kalıyor.
4-Belki de babanızdan kalan evinizi satarak elinize geçen kağıt paralar; gözünüzün göremediği bir delikten dökülerek enflasyonla kaybolup gidiyor adeta...
5-O parayla; satın almayı umut ettiğiniz hiçbir şeyi alamıyorsunuz. Bir ay size ve ailenize yetecek sandığınız paralar; altı gün bile dayanmıyor.
6-Enflasyon, gizli ve aşırı yüksek bir vergiye dönüşerek; malınızı değil canınızı alıyor adeta!
7- Bu acı tablo ve ağır enflasyonla, artan pahalılık ve ekonominin iyi yönetilmemesi;
8-İktidarı sonsuza kadar uzatabilmek için; ulusal kaynaklarımızın yerlere harcanması ve
9-Ülke olanaklarının boş hevesler uğruna çar-çur edilmesi; Felaket olmuştur.