EĞİTİM

“CAN KORKUSUYLA EĞİTİM OLMAZ; YAŞAMAK İSTİYORUZ!”

Cumhuriyet Meydanında düzenlenen “Can Korkusuyla Eğitim Olmaz; Yaşamak İstiyoruz!” başlıklı basın açıklamasına Eğitim-Sen, Eğitim Gücü Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen temsilcileri ve üyeleri katıldı.

Abdullah Koç tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“İstanbul Eyüp ilçesindeki özel bir lisede dehşet filmlerini aratmayan bir silahlı saldırının yaşanması ve bu saldırı sonucunda bir eğitimcimizin yaşamını yitirmesi, hepimizi derinden üzmüş ve okullarımızın güvenlik açısından geldiği son durumu da gözler önüne sermiştir.

Okuluyla, öğretmeniyle ve müdürüyle yaşadığı sorunlar nedeniyle, yönetmelikler çerçevesinde okuldan atılan Iraklı bir öğrenci, 5 ay önce atıldığı okula silahla girmiş ve okul müdürünü makam odasında kurşun yağmuruna tutmuştur. Silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan, ne yazık ki ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir.

5 el silah sesini duydukları için öğrenciler ve öğretmenler koridora doluşmuşken, burada başka bir canın daha kaybedilmemesi bu elim olayın tek tesellisi olmuştur. Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında eğitimcileri hedef alan şiddet olaylarının yaşanması; şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını ve eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir.

Şimdi Eğitimciler olarak soruyoruz:

“İtibardan tasarruf” olmuyor da güvenlikten olur mu?! Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor?

İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve iyileştirme süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır?

Bu sorulara yanıt vermeden bizler başsağlığı dileyecek hiçbir yöneticinin samimiyetine ve ciddiyetine inanmıyoruz. Öğretmenleri yoksullaştırarak, güvencesiz hale getirerek, etkisizleştirerek, yetkisizleştirerek, değersizleştirerek bugünkü tablonun ortaya çıkmasına zemin hazırlayan; koltukları işgal eden öğretmen düşmanı zihniyettir.

Sendikalar olarak altını çiziyoruz: Okulda şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için atılması gereken acil adımlar vardır:

Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına detektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Eğitimcileri şiddetin merkezi ve hedefi haline getiren uygulamaların bir an önce son bulması, caydırıcı önlemlerin bir an önce alınması siyaset kurumunun ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli ve en acil işi olmalıdır.

Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır.  Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Artık bıçak kemiğe dayanmadı, oturdu. Eğitimcilerin uğradığı şiddete karşı harekete geçen bakan istiyoruz. Şiddete uğrayan personeline yer değişikliğini çözüm olarak sunan bakan istemiyoruz.

Can ağızda, kelle koltukta bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Yaşamak istiyoruz!”

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }