İyiler iyiliği. Kötüler kötülüğü ile belleklerde yer eder.

Düşünelim: Bir insan kaç yıl ömür sürer ki? Yetmiş, yetmiş beş, bilemedin seksen. Bugün varsınız ya yarın? Şu anda nefes alıp veriyorsunuz. Şu anda. Şu an için geçerlidir bu. Birazdan yaşayıp yaşamayacağımızı kim bilebilir?

Hep gelip geçeceğiz. Kısacık bir çizgidir yaşam. Dünya sonsuz, ya yaşamın iki çizgi arası. Yetmiş beş olmuş seksen olmuş. Kısa iki çizgidir yaşam arası. Behçet Necatigil’in dediği gibi:

“Parantezin içindeki çizgi,

Ne varsa orda,

Ümidi. Korkusu, gözyaşı, sevinci

Ne varsa orda”

Gelip geçici bu dünyada insanı tanıyamayız! İnsanı tanımak zordur, güçtür. Tanıdığımızı sanırız, bildiğimizi, o insan hakkında bazı yargılarımız vardır. Şöyle konuşur, böyle düşünür, şöyle yazar, şu yoldan gider diye bazı düşüncelerimiz vardır.

Tanıdığımızı sandığımız insanları acaba ne kadar tanıyoruz? Acaba gerçekten tanıyabiliyor muyuz? Gün gelir ki tanıdığımız insanların ne kadar uzağında ve yabancısı olduğumuzu anlarız, zamanla her şeyin ve tanıdıklarımızın da tanıdığımızı sandığımız insanların da değiştiğini anlarız. “O öyle yapmaz!” deriz, “o öyle birisi değil!” gibi yanılgılarımızla, aldanışlarımızla karşı karşıya ve yüz yüzü geliriz.

Gelip geçici bu dünyada insanı tanıyamaz, sadece tanıdığımızı sanırız.

İnsanın insana yaptığı nedir?

Hayvanın hayvana kıymadığı bir dünyada insanın insana kıyması.

İnsanın insanlığı budur. Gazlar, bombalar, kıyımlar. Savaşlar. Acımasız bir dünya!

Hayvanlar birbirlerini öldürmez, birbirlerine bomba atmaz, savaşmaz, en modern silahları yapanlar ödüllendirilmez. Hayvanlar, ancak hayatta kalabilmek için birbirlerini öldürür. Hayvanlar bu yönleriyle insanlardan bence “insan”dır.

Bazen düşünür insan, küçücük yaşam çizgisinde “sen kalk küçücük bir çocuğu al kaçır. Irzına, namusuna tasallut et! Parçala! Öldür! Göm!” Daha ne vahşetlere şahit olacağız! Bu nasıl bir akıldır, nasıl bir kafadır?!

Çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz, yaşamaya çalışıyoruz. Vahşet! Kin ve nefretle dolu bir dünya.

Bakıyorum dünyaya ve çevreme, olup bitenlere de soruyorum kendi kendime:” bunlar insan mı? “(14/09/2024 -AKŞEHİR)