Millet olarak sanal ortamlarda içimizi dökmeye, içimizi göstermeye ne de istekli ve meraklıymışız.
Köroğlu'nun ''silah çıktı, mertlik bozuldu'' sözünde olduğu gibi; facebook, instagram, watsap gibi sosyal medya sayfalarında kimsenin bilinmeyeni ve özeli kalmıyor.
Paylaşımın sahibi, belki de samimi olarak annesi, babası, eşi, kardeşi, çocuğu ya da bir başka yakını için, çaresizce dua istiyor.
Dua istediği kişinin üzerinde, açılıp saçılmış halde ameliyat kıyafetleri, korku dolu şuursuz bakışları ama her haliyle çok özel durumuyla ortada.
Resmi çekilen kişi zaten kendi derdinde ve resimlerinin nerede nasıl yayınlanacağından bir haber.
Hatta canım dediği en yakını, belki o anda, son nefesini vermiş olsa dahi, yine de selfi çekmeye devam ediyor.
Sevgiliyiz diyen gençler, yanak yanağa ve duygu dolu, kişiye özel bakışlarıyla poz vermişler.
Kısa süre sonra gençler, belki bir başkasıyla yine benzer aynı pozu vermekte hiç sakınca görmüyorlar.
O görüntülerin ve yazılanların daha sonra başlarını ağrıtacaklarının farkında bile değiller.
Evinde ya da piknikte, çilingir sofralarını paylaşarak, lokantalarda yenilen yemekten ya da çekilen ziyafetten kime ne mesaj veriyorsunuz.
Sayfalarında öfkeyle, kin kusan küfürlerle, kime neden hakaret ettiği dahi belli olmayan, bununla da yetinmeyip mermi, tabanca ve tüfek paylaşanlar; sizler neyi kanıtlamış oluyorsunuz.
Sokağa çıktığında kimselere selam vermeden, burnunun dikine giden arkadaş; ''selam versem kimler alır'' demekle, sünnet olan selamı yaymış olduğunuzu mu zannediyorsun.
İnanıyorum ki toplum etiği açısından, olumsuz paylaşım yapanların bir çoğu, daha sonra pişman oluyor ama nafile, iş işten geçiyor.
Unutulmamalıdır ki paylaştığınız, yazdığınız hatta tıkladığınız her sayfa bile kayıt ediliyor, gün gelir devran döner karşınıza çıkıverir.
Resimlerinizin bazı olumsuz sitelerde kullanılabileceğini de aklınızdan çıkartmayın.
İnsanların paylaşımlarındaki ölçüsü, sayfalarında kaç kişi beğeni yapmış, yorum yapmış hatta onları övgüleriyle bulutların üzerine çıkartıyor, onu takip ediyorlar.
Sanal ortam karizma olmak, elit olmak, ekabir olmak yada abi olmanın ölçüsü değildir, olsa olsa reklam olursunuz. Reklam olmanın iyisi kötüsü olmaz demeyin, onda da ölçüyü kaçırırsanız, gereksiz içilen antibiyotik gibi zarar görürsünüz.
Toplumun bilinçlendirilmesi gereken konularda, fotoğraf, bilgi ve belge paylaşımları yapılmalıdır.
Dini ve Milli günlerimizin kutlanmasında, tabii ki övgü dolu paylaşımları gururla yapmaya devam etmelisiniz.
İş yerinizde, yapmış olduğunuz imalat ve üretimlerle ilgili, tabii ki paylaşım ve reklam yapmalısınız.
Yaşamınızdaki güzellikleri ve anılarınızı, ilan edilmesinde mahsur görülmeyen düğün ve nişanlarınızı; makul, seviyeli, toplum ahlakına ters düşmeyen ölçülerde aktif olarak kullanmalısınız.
Bu tür eleştirileri yapıyorum diye, sosyal medyaya karşı olduğum anlamı çıkartılmasın.