“At sineğine balın kokusu çirkin gelir.” Mevlana
Geçen yazımızda felsefede güzellik kavramını filozofların bakış açısına göre değerlendirmiş ve birçok filozofun pek çok güzellik anlayışlarının olduğunu, güzelliğin Tanımlandığı zamana, topluma, insandan insana, hatta insanın yaşına, mesleğine, içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişen bir değer olduğundan bahsetmiştik.
Bu yazımızda yaşamı anlamlandırma noktasında bana rehberlik eden iki büyük Bilge Mevlana ve Halil Cibran’ın güzellik anlayışlarını kısaca özetlemeye çalışacağım. İyi okumalar.
Güzellik baktığın şeyde değil, bakışında olmalı. Güzel olan, yüz gözünün gördüğü değil, gönül gözüyle gördüğündür. At sineğine Balın kokusu çirkin gelir. (Mevlana)
Mevlana’ya göre Allah, mutlak güzeldir. Bütün varlıklar güzelliklerini O’ndan alırlar. Şu halde varlıkların güzelliği, ilahi güzelliğin bir yansıması ve bir tecellisidir. Güzellik dereceleri, ilahi güzellikten aldıkları pay kadardır. İşte bu sebepledir ki, evrende Allah’ın güzelliği hoşlanarak seyredilir. Sevgi de bu güzellik neticesi ortaya çıkar. Dolayısıyla varlıklara sevgi ile bakmak esastır. Mevlana, güzellik duygusunun insanda fıtri olduğu ve fıtraten insanoğlunun hep güzeli aradığı ve ona meyilli olduğu görüşündedir. Güzellik gibi onun zıttı olan çirkinlik de doğumla birlikte gelen bir duygudur ve insan çirkin olandan hep kaçmak ister. Mesnevi’den:
“Sana rüyada kötü şeyler gösterdi. Onlardan ürktün, halbuki o kötü şeyler, senin suretinde.
Hani aynaya bakınca yüzünü çirkin görüp aynayı pisleyen Zenci gibi!
Tükürmüş de, sen çirkinsin, layığın ancak bu demiş. Ayna da çirkinliğin, senin çirkinliğin a kör ve aşağılık adam!”
GÜZELLİĞİN YÜZÜNÜ ÖNCEDEN BİLENLER ÇİRKİNİ ELBİSELERİNE BAKMADAN AYIRMASINI BİLİR
Halil Cibran'dan bir kısa hikaye:
Bir gün Güzellik ve Çirkinlik bir deniz kıyısında karşılaştılar.
Ve dediler,
Haydi, denize girelim.
Ve giysilerini çıkartıp sularda yüzdüler.
Ve bir süre sonra,
Çirkinlik kıyıya dönüp Güzelliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti.
Ve Güzellik de denizden çıktı
Ve kendi giysilerini bulamadı
Ama çıplak olmak utandırıyordu onu;
Çaresiz Çirkinliğin giysilerine büründü
Ve yoluna devam etti Güzellik.
O gün bugündür erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden Güzelliğin yüzünü önceden görmüş kimileri vardır ki; giysilerine bakmaksızın tanırlar onu.
Ve yine Çirkinliğin yüzünü bilen kimileri vardır ki; giysi onu gözlerinden gizleyemez.
Kısaca açıklamaya çalışırsam dostlar; Mevlana ve Halil Cibran’da güzelliğin kaynağı yaşama bakış açımızla ilişkili. Mevlana; “Allah ile olduktan sonra ömür de, ölüm de hoştur, güzeldir.” Halil Cibran; “Yaşamın özüne ulaştığında, her şeyde güzellik bulursun, hatta güzelliği görmezden gelen gözlerde bile.”
Kalın sağlıcakla,
Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; [email protected]