Bir gün gideceğini, geldiğin günden biliyordum. Gelişin, düşüncelerin, hayallerin hep gitmek üzereydi. Sanki ateş almaya gelmiştin, sanki bir “merhaba “ diyerek gidecektin. Ansızın kaçışların da bundandı. Ben gideceğini, beni ve bu şehri terk edeceğini bilerek sevmiştim seni. Kalmana dair hiçbir umut beslemedim, beslemiyordum; gel gör ki seven gönlüme söz geçiremedim,

            Biz seninle başka dünyanın başka hayatların insanıydık. Sen anlatıyordun ben seni dinliyordum. Biz birbirimizden farklıydık, fakat birbirimizi seviyorduk.

             Sen çok güzeldin benim gözümde.. Güzelliğinin de ötesinde çok iyi birisiydin. Sende kendimi görmüş, kendimi bulmuştum, belki de ondan bu kadar çok sana bağlanmış, o kadar çok seni sevmiştim.

            Belki de gideceğini bildiğim halde güzelliğinin özgürlük kabul etmez tutsağıydım, fakat gidişlerinden, ansızın terk edişlerinden anlamıştım,  bu sevginin ikimizi de üzeceğini, ikimizi de yaralayacağını çoktan anlamıştım, fakat çok geçti, geç anladım.

            Gidişine kendimi hazırlamalıydım; gideceğini bildiğim halde neden bu kadar üzüldüm, neden bu kadar şaşırdım? Gitmen üzmüyordu fakat içimdeki sevgin terk etmiyordu ki beni. Ben sensiz de seni sevmeye, yokluğuna da alışmıştım.

            Bilmiyorum, senin anılarını silmek, seni önce beynimden, sonra aklımdan atmak ne kadar sürer? Bu benim için o kadar da kolay değil! Düşünüyorum da ne çok sevmiştim seni, her telefonum çaldığında sen sanıyordum, her gördüğüm sen, her sevdiğim sendin. Kendini bana çok sevdirmiştin. Ben seninle her şeyi sana ait olan her şeyi sevmiştim. Sen olan her şeyi seviyordum; çünkü içinde sen vardın.

            Mutluluk senin telefondaki sesindi, senin yüzünü her gün görmemdi. Merhabalarındı, telefonda arayıp sormalarındı. Mutluluğun mutluluğum, üzüntün benim kahrolmamdı. Seni çok sevdiğimi anlamıştın. Kısa da olsa bir mutluluktu seninle birlikte olmak, kısa da olsa hayatta aşkı yaşamış, fakat aşkı yaşatamamıştık.

            Artık ne telefon görüşmesi, ne de mesaj… Aşkın bittiği yerdeyiz şimdi.. Yalnız sevgi, sevgi hiçbir zaman bitmez ki…

            Belki sevgili olamayız bundan sonra… belki aşk da yaşayamayız…Hatta ve hatta telefonda da konuşmayız…Aşkın bittiği yerdeyiz şimdi…

            Terk mi ediyorsun şimdi beni, terk mi ediyorsun bu şehri…

            Benden mi, bu şehirden mi seven kalbinden mi kaçıyorsun…

            Haydi bu şehirden kaçışını anlayabilirim de! Sana da hak verebilirim de..Nerede olsan yüreğinle birlikte değil misin? Yüreğin sevmedi mi? Gözlerin sevgi ile bakıp gözyaşları dökmedi mi? Telefondan her telefonumu arayışlarında sesin sevgini ele vermedi mi? Haydi kaç! Haydi kaç şimdi…  Yüreğinden kaçabilir misinki?

            Aşkın bittiği yerdeyiz şimdi…

            Sevgiyi de tükettik mi? Sevgiyi bitirmek “sevgi bitti” demek…. Sevgiye, seven gönüllere bir ihanet değil mi?

            Aşk bitse bile, sevgi daima var olacak, çünkü aşktan önce sevgi gelir.. sevgi seven gönüller var olduğu sürece var olacaktır…

            Terk edişlerinde bile yüreğinin bir yerinde sevgi var unutma…

            Her gelişlerinde ilk beni soruşlarında sevgi var unutma…

            Sen aşkı terk etsen de sevgi seni terk etmez ki…

            Sevgi senin yüreğinde, gözyaşında, içtiğin sigaranda….gitsen bile yüreğindeki sevgin seni terk etmeyecek ki…

            Seven gönülleri sevgi hiçbir zaman terk etmez ki…

            Sevgin, aşkın yalansa, söyleyecek sözüm yok..

            Yolun açık olsun, uğurlar ola…

            Yalnız unutma; sevgimiz, ben var olduğum, sen var olduğun sürece sürecek…

            Aşkın bittiği yerdeyiz; fakat sevginin asla!