AKŞEHİRLİ BİR DİVAN ŞAİRİ: MEHMET FEHİM EFENDİ

Mehmet Fehim Efendi, Akşehir’de doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Asıl adı Mehmet’tir. Akşehir Müftüsü Fehim Efendi’nin oğludur.

Akşehir’de eğitimine başlayan Mehmet Fehim Efendi, ilk eğitimini babasından almıştır. Yazdığı şiirlerde Arapça ve Farsçayı rahat kullanması onun iyi bir eğitim aldığının göstergesidir. Rahat bir hayat yaşadığı için “Fâriğ” lakabı ile anılmaktadır. Hayatı hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz. Bazı yazılı kaynaklar 1810 yılında vefat ettiğini ancak başka kaynaklar ise bu tarihte hayatta olduğunu belirtmektedirler.

Sicill-i Osmanî ’ye göre döneminin ünlü şairlerindendi. Silahdarzâde ve Şefkat tezkirelerine göre “Fâriğ” mahlasıyla Dîvân tertip etti. Fakat nüshasına rastlanmamıştır. Örnek şiirde de görüldüğü gibi divan şairi Mehmet Fehim Efendi divan şiirinde takrir (yineleme) sanatını çok iyi kullanmıştır. Kaynaklarda yer verilen şiirlerinden biri şudur:

“Gazel

Zühhâd bezm-i şevke verir dâ’imâ kesel

Yenmez efendi sıkleti ger olsa da asel

+++++++

 Kâbil degil dibâgati hınzîr zâhidin

Nâ-pâkdir ger olsa da zemzemle mugtesel

++++++++

 Müşgîn kâkülünden eser gelmedi bu dem

Gerçi arada âhımız olmuşdu mürtesel

++++++++

 Var kûy-ı yâra eyle selâm bizden ey sabâ

 Men habba ‘ani’l-habîb ve hâlâtihi vesel

+++++++++

 Tab‘a halel verirse Fehîmâ çeker mi gam

 Zühhâd bezm-i şevke verir dâ’imâ kesel”

Günümüz Türkçesi ile:

Gazel

Sofular daima neşeli meclislere tembellik derler.

Eğer bal olsa da yükü yenmez efendi

++++++++

Körü körüne inanan domuzun derisi çıkarılmış eti helal değildir.

Eğer  gusülhanede zemzemle yıkansa da temiz değildir.

++++++++

Misk kokulu kâküllerinin kokusu bu aralar gelmedi.

Gerçi geri dönmen için bu aralarda dualarımız olmuştu.

++++++++

Var yarin mahallesine bizden selam söyle ey Saba rüzgarı

Kim sevgiliden ve onun hallerinden etkilenirse onun sevgisini kazanmaya çalışır, ona ulaşır.

++++++++

Yaradan bozarsa Fehim ondan dolayı çeker mi gam

Sofular daima neşeli meclislere tembellik derler.

Bu da onundur:

“Meded lebinden erişdir bana şarâb şarâb

 Esâs-ı tevbeleri etmeden harâb şarâb

+++++++

Getir selâse-i gassâleyi müsellesden

Zamânı geldi yine tutdu ıztırâb şarâb

++++++++

Dem-i hisâbda hakkımdır isterim andan

Niçün Fehîme sunar yârı yarı âb şarâb”

Günümüz Türkçesi ile:

Aşk şarabı imdadıma yetişti.

Tövbelerin esasını etmeden harap

+++++++

Üç kere damıtılarak yapılmış özel bir şaraptan üç kadeh getir

Zamanı geldi yine şarabın ıstırabı tuttu.

++++++++

Hesap zamanında hakkımdır isterim ondan.

Niçin Fehim’e sunarlar yarı su yarı şarap

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ Sicill-i Osmanî: C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 515.

İpekten, Halûk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü.

Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî..

Kurnaz, Cemâl, M. Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri, C. I-II. Ankara:

Silahdarzâde Mehmed Emin. Tezkire-i Şuara. İstanbul Üniversitesi  Kütüphanesi. T 2557. 8a.

              Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1979). “Fehîm, Mehmed Fâriğ Efendi”. C. 3. İstanbul: Dergâh Yay. 176.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }