Program açıklandığında, gördüm ki 6 Temmuz akşamı saat 21:00’de Akşehir Kültür Merkezinde kendisi için bir anma gecesi yapılacak. O an yüreğime su serpildi. Zira son dönemlerde Akşehir’den yetişen önemli bir kültür adamımızı, vefat yılı içinde düzenlenen ilk kapsamlı organizasyonda anmamak abesle iştigal olurdu.

Konuyu yakın zamanda Pervasız yazarlarından, Ali Baki Çağlayan da köşesinden duyurmuş hatta aynı yazıda, Çuhacı’nın kapsamlı bir özgeçmişine de yer vermişti. Çuhacı’yı sevenlerin ve onu hiç tanımayanların kendisi hakkında son derece kapsamlı olarak ele alınan yazıyı okuması önerisiyle yazının linkini buradan paylaşıyorum, https://www.pervasiz.com.tr/ahmet-cuhaciyi-anma-gecesi-1

Bende geçen haftalarda yazdığım iki ayrı köşe yazısında Ahmet Çuhacı için bir yazı yazmak istediğime değinmiştim. Anma gecesi münasebetiyle bahsi geçen yazının günü geldiğine inanıyorum. Bir anlamda anma gecesi öncesi köşemizin elverdiği ölçüde bu yazı aracılığıyla, Çuhacı’yı tanımayanlara, onu anlatmak istiyorum. Elbette kendisi, bir köşe yazısına sığmayacak kadar özellikleri olan ve hatta son yazımda da değindiğim üzere Akşehirimiz için önemli bir kültür varlığı/kültür insanımız. Aslını soracak olursak da onu gelecek nesillere etraflıca anlatmanın yolunun; hakkında kapsamlı bir kitap, hatta bir belgesel çalışması yapmaktan geçtiğini düşünüyorum. Akşehir'de başta belediye olmak üzere bu konuyla ilgili tüm makamların, konunun üstüne giderek yapacakları her türlü çalışmaya, bir Akşehir gönüllüsü olarak elimden gelen her türlü katkıyı vermeye hazırım. Şenlik kapsamında düzenlenen bu geceden çıkacak sonuçlar içinde, bahsi geçen kapsamlı çalışmanın da olmasını diliyor, konuyla ilgili müjdeli haberleri içeren ikinci bir yazıyı kaleme almayı umuyorum.

Gelin şimdi hep birlikte Ahmet Çuhacı üstadımızı tanımaya çalışalım. Onu tanımanın/ tanıtmanın en kestirme ve etkili yolu elbette onu yakından tanıyan üstadlarımıza kulak vermekten geçiyor. Bu bağlamda üstadların onun hakkında yaşarken yazdıkları/söyledikleri son derece etkili bulduğum sözlerine bir göz atalım,

Çuhacı’nın “Bana Bir Türkü Söyle” kitabının önsözünde Muzaffer İzgü, onu şu cümlelerle anlatıyor,

“Ahmet Çuhacı’nın birçok şiirinin türküleştirilmesinin nedeni var. O eski Anadolu ozanlarının işlediği dostluğu dizelerine serpiştirirken hem çoşkuludur hem cömerttir. Anadolu’nun o bilgelik kokan deyimleri Çuhacı’nın şiirlerinde dizenin öyle bir yerine gelir oturur ki dersiniz o sözcük yıllar önce bu dize için denmiş, bu dize için ağızdan ağıza uçup gelmiştir. Çoğu zaman günlük yaşamda kullandığımız sıradan deyimlerin söz sanatında ne büyük bir güce sahip olduğunu, Ahmet Çuhacı’nın dizelerinde başkalaştığını, yüceldiğini görürüz. Çuhacı’nın şiiri; Yunus’tan, Pir Sultan’dan, Köroğlu’ndan damıtılmış, Nasreddin Hoca’nın gülmecesiyle beslenmiştir. Şiirlerinde çocuklara, kuşlara, ağaçlara hep yer vardır, hemde her dizede. Ahmet Çuhacı, Anadolu’nun bin yıllık türküsünü söylüyor.”

Muzaffer İzgü ne güzel, ne etkili cümlelerle anlatmış Ahmet Çuhacı’yı değil mi ? Bu anlatım şekline hayran kalmamak mümkün değil. Başlı başına bu kitap önsözünü dahi okusak, Ahmet Çuhacı’yı anlamamız için bize büyük bir katkı verir.

Devam edelim. Onun kadim dostu Savaş Ünlü hocamızın, Ahmet Çuhacı’nın, “İstanbul’a Bir Bilet” isimli kitabının tanıtımı için Dünya Gazetesinin Kitap ekinde Ağustos 2023 de “Çağdaş Halk Ozanı Ahmet Çuhacı” başlığıyla kaleme aldığı yazıya da değinelim. Yazı tıpkı Muzaffer İzgü üstadın kaleme aldığı önsöz gibi kitap tanıtımının ötesinde, Ahmet Çuhacı’yı son derece etkili cümlelerle bizlere anlatıyor/aktarıyor. Yazının tamamını üzülerek buraya alamayacağım. Ancak köşemizin elverdiği oranda kısmen yazıdan alıntılar yapacağım. Ahmet Çuhacı’yı tanımak, hakkında etraflıca bilgi edinmek isteyen her Akşehirlinin, sanat severin, şiir severin vakit ayırıp bu yazıyı bulup okumasını öneririm. Savaş Ünlü yazıda kadim dostu Ahmet Çuhacı’dan bakın nasıl bahsediyor,

“... Ahmet Çuhacı felsefecidir. Bana kalırsa usta şair, almış olduğu eğitimi şiirlerinde çok da güzel kullanır. Doğayı gözlemleyen, bilen insanlar vardır kuşkusuz. Bir bitki bilimci gibi bitkileri, bir hayvan bilimci gibi hayvanları, börtü böceğin bilen az insana rastladı. Tüm bu değerler, şiirine yansır, bunları gördüğü eğitim felsefeyle harmanlayınca ortaya çıkan eserleri varın siz düşünün. 1990’lı yıllarda Akşehir’deki “Arasta” yı ırmak şiiri biçiminde kaleme almıştı. Orada gezerken kalaycıda, bileyicide, demircide, yorgancıda,keçecide dizeler akar durur belleğinizde. Dizeler eşliğinde Arasta çarşısını gezmenin tadına varırsınız. Kitap çıktığı yıl filme alındı Trt tarafından, kim bilir kaç kez gösterildi. Beğeniyle izlendi…” 40 yıllık dostluklarına dayanarak yazının devamını şöyle getiriyor, “...Aslında saç ayağıyız; Ahmet Çuhacı, Şahabettin Genç ve ben. Anadolu’da adım atmadık yer mi kaldı? Akşehir Gölü henüz çöle dönüşmemişti. Mangalımızı yakmış karlar içinde otururken çene yapıyor, nükteler havada uçuşuyordu. Şehabettin adim, her zamanki gibi sazını tıngırdatmaktadır. Bir süre sonra “dinleyin len, bırakın çeneyi. Şu şiiri besteledi” derdi, besteyi ilk kez dinlemenin keyfine varırdık. İşte o anlarda bahara keser her yer, kardan eser kalmazdı. Gökkuşağından köprülerde birlikte söylerdik yeni besteyi. Birer balerin, birer kelebektir kar taneleri. Kar üşütmez ısıtır olmuştur. Böyle tutarlı, içten, işini bilen şair dostum, olması gereken yerde mi? Hangi şair, yazar olması gereken yerde, bu tartışılır…”  

Ahmet Çuhacı’yı anlatmaya devam edersek, 26 Haziran’da yayınlanan yazımda, onun “Arabacı Salih” şiirine yer vermiş ve dinlemeye doyamadığım muhteşem yorumuyla Ünol Büyükgönenç den bahsetmiş ve şarkıyı dinlemek isteyenler için linkini paylaşmıştım. İşte Ahmet Çuhacı’nın şiirinden Şehabettin Genç bestesi bu şarkıyı muhteşem yorumlayan Ünol Büyükgönenç’in de, Ahmet Çuhacı’nın vefatının ardından, 4 Nisan tarihinde Pervasız Gazetesinde onunla ilgili duygularını kaleme aldığı bir yazısı yayımlandı. Bu yazıdan da alıntılar yapmak istiyorum, “...Sevgili Ahmet, şiirlerinde çoğu zaman yöresine ait çok hoş yerel deyimler, deyişler kullanırdı. O konuda, Ahmet’ten hiç bilmediğim, duymadığım pek çok yerel deyim öğrenmişimdir.” Ünol Büyükgönenç yazısında severek yorumladığını ifade ettiği, “Güllü Kız” şiirine de yer vererek, yazısının sonunda da bir anlamda Ahmet Çuhacı’ya şu cümlelerle veda eder, “Gerek şiirlerinde, gerekse onların bestelenmiş halleriyle, bu alemde adın ve anın hep sürecek sevgili Ahmet.” derken yazıyı şu notla bitirir, “Not: ‘Güllü Kız’ da aynen ‘Arabacı Salih’ gibi, Ahmet’in çevresinde yaşayan, gerçek bir kişiliktir.” Yazının tamamını okumak isteyenler için linkini buraya bırakıyorum,

https://www.pervasiz.com.tr/biraz-da-sevgili-ahmet-cuhaci-anisina?fbclid=IwZXh0bgNhZW0CMTEAAR2Z4c1BcuIODYqBOyilIR6GjClxg7xe-AUvTDMij9Tv8sisqfNLzHjjEWg_aem_r2ttQt0_JA3ndC4QlMrKPQ

Ahmet Çuhacı’yı, kendisiyle ilgili düzenlenecek anma gecesi öncesinde, köşenin boyutları elverdiği ölçüde tanıtmaya çalıştım. Şenlik kapsamında, 6 Temmuz akşamı Kültür Merkezinde yapılacak anma gecesinde, tüm Akşehirlilerin ve sevenlerinin Kültür Merkezini dolduracağını umuyorum. Akşehir belediyesine/şenlik düzenleme komitesine, Akşehir’in son yıllarda yetiştirdiği en önemli Kültür Varlığı/Kültür İnsanı Ahmet Çuhacı’ya yer verdiği için teşekkür ediyorum.

Sonuç : Ahmet Çuhacı, Ünol Büyükgönenç’in yazısında da değinildiği gibi özellikle şiirlerinden bestelenen şarkılarla bu alemde daima var olacak/aramızda olacak. Ruhu şad olsun.

Editör: Pervasız Web