En baştan belirtmemde fayda var. Lütfen yazımı siyasi bir yazı gibi algılamayın. İlk ve son kez tarih dışında bir yazı kaleme almak mecburiyetindeyim. Şayet bu konuya değinirsem belki konu dahilinde yetkili olanlara üreticinin sesini duyurmuş olurum.
Malum pek çoğunuzun da bildiği gibi ilçemiz ve çevresinde yaşayan pek çok vatandaş geçimini tarım ürünleri ile sağlamakta. Aslında tarım bu şehirde zincirin en baş halkası. Tarımdan para kazanılırsa, arastada esnaf para kazanır, tarımdan para kazanılırsa beyaz eşyacı, mobilyacı, züccaciyeci, pazarlamacısı vs. para kazanır. Dolayısıyla, Akşehir tarımında yaşanılan aksaklıklar bu şehir sakinlerinin tamamını etkiler ve ilgilendirir.
Eh şurada Haziran’a yani kirazın hasat mevsimine az bir zaman kaldı. Geçtiğimiz yıllardan gözlemlediğim; üreticilerin sıkıntıların en başında, tarım işçilerinin konaklatılması hususu gelmektedir. Helal kazanç elde etmek için şehrimize bağlı pek çok mahalleye yaban ellerden, özellikle Doğu illerimizden insanlar gelmekteler. Bu emekçi insanlar 2 aylığına geldikleri bu şehirde; bazen çadırlarda, zaman zaman ise köylerde buldukları evlerde kalmaktalar. Kalmaktalar deyince işi biraz basitleştirmeyerek içeriğini açalım. 80 metre kare evde kaç kişi yaşayabilirsiniz; 3,5,10..? Bu emekçiler 80 metrekarelik evde 30-40 kişi kalıyorlar, kalmak zorunda bırakılıyorlar. Ve çadırdan bozma barakalarda 50 kişiden fazla kişi ile yaşamak zorundalar. 1 tuvaleti onca kişi kullanıyor, 1 banyoyu da öyle.
Peki bu durum yetkili makamlarca bilinmiyor mu? Akşehir Ziraat Odası mesela. Üretici ve çiftçi ile o kadar iç içe bir kurum ki, ne zaman gitsem çiftçilerimiz oradalar. Ya ÇKS belgesi için kayıt yaptırıyor yahut tarımsal üretimin devamını sağlamak için sokağa çıkma yasağı olan günlerde, bu kurumdan 5 lira karşılığında çiftçilik belgesi almak için sırada bekliyorlar. Peki Akşehir Ziraat Odası, çiftçinin sıkıntılarını çözmede ne kadar başarılı. Meyve alanında, üreticiyi bilinçlendirmek için bir çalışma yapmışlar mıdır? Üreticinin zor günlerinde yani bugünlerde bir çalışma yapıyorlar mı? Örneğin mahallelere işçilerin rahat yaşam alanları için ne gibi çalışma yapmışlardır? Meyvenin pazarlanması konusunda faaliyetleri nelerdir. Yani kısacası üretim esnasında, üreticinin işini kolaylaştıracak neler yapmışlardır.
İkincisi tabii ki Akşehir Belediyesi. Mahallelerin ihtiyaçlarına karşılık veriyorlar mı? Akşehir kirazı üzerine adam akıllı bir reklam çalışmaları var mı? (Bu konuda üzülerek belirtmek isterim, Sultandağı ilçesi Akşehir’i bu konuda bariz bir şekilde geçmiştir.) İşçilerin kalacak yerlerinin sıkıntılarını, Tarım Bakanlığı yetkililerine bildirmişler midir? Çok yakında, tüm mahallelere emekçi insanlar gelecek, bunların bulundukları alanların dezenfekte işlemleri için alt yapı hazırlamışlar mıdır? Ve tabi Konya Büyükşehir Belediyesi. Akşehir’de yapılacak olan tarımsal faaliyetler için ne gibi çalışmalar yapacak, Akşehir Belediyesi’ne bu konuda nasıl destek verecektir.
Sözün özü; vatan lafla sevilmez sevgili okuyucularım, icraatla sevilir. Türkiye’nin kalbi tarım üretimi ile atmakta ve nefes almaktadır. Üreticinin sorunlarının kulak ardı edilmesi, işlerin bir şekilde yokuşa sürülmesi, üreticiyi etkileyeceği kadar bu sektör üzerinden para kazanan insanları da doğrudan etkileyecektir. Umarım üreticinin istekleri göz ardı edilmez. Şayet edilir de üretimde bir sıkıntı yaşanılırsa, Akşehir ve civarı bu sıkıntıları değil kemiğinde, iliklerine kadar hissedecektir.
Benim üreticilerden ricam, başta CİMER olmak üzere; Akşehir Ziraat Odası’na, Akşehir Belediyesi’ne ve ilgili kurumlara dilekçe vererek sıkıntıların kısa vadede çözülmesine dair talepte bulunmalarıdır. Eğer bir yerlere başvurmasanız, kimse sizin derdinizi bilmez, bilemez.
Sevgiyle kalın.