Günün anlam ve önemini belirten konuşma, Piyade Üsteğmen Mücahit Çamurlu tarafından yapıldı. Üsteğmen Çamurlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“1922'de kazandığınız Büyük Zafer'in 102. yılını Milletçe kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. 1900'lü yılların başlarında büyük devletler arasında çıkar çatışmaları, sonucunda Birinci Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Osmanlı Devleti ile Mondros mütarekesi imzalanmıştır. Bu anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devletleri tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr antlaşması da milletimize dayatılmıştır. İşgal güçleri, girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak "Ya İstiklal, Ya Ölüm!" parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi, son neferine kadar düşmanı kutsal vatanımızdan atmaktır. Özellikle Sakarya meydan muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır.
Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev, düşmana darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı mağlup etmiştir. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 10 günde 500 km'lik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak katetmiştir. 30 Ağustos'a gelindiğinde düşman kuvvetlerini imha etmiştir. Bu büyük zafer İle düşmana son darbe de vurulmuştur. Ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül'de düşman İzmir’de denize dökülmüştür. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin; kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk milleti, bu meydandan da büyük önderinin liderliğinde, alnının akıyla çıkmayı başarmış ve Türk tarihine ismini altın harflerle yazdırmıştır. 30 Ağustos Zaferi, Türk Ordusu'na "silahlı kuvvetler günü" olarak armağan edilmiştir. Türk silahlı kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak bölgemizde ve dünyada barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla, güçlü ve cesur personeliyle ve yüksek eğitim seviyesiyle düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Türk silahlı kuvvetleri vatan topraklarımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin güvenliği uğrunda verilecek bütün görevleri ifa etmeye daima hazırdır.”
Öğrencilerin 30 Ağustos Zaferine dair şiirler okuduğu tören, Bayrak Flama Gruplarının geçişi ile sona erdi.
Tören sonrasında Kaymakamlık makamında gerçekleştirilen tebrik kabulüne; Akşehir Kaymakamı Mehmet Özel, Garnizon Komutanı Albay Sakin Kutsal, Akşehir Belediye Başkanı Vekili Cevat Nuri Bozoğlu, kamu kurum ve kuruluşları ile siyasi partilerin temsilcileri katıldı.
Akşehir Kaymakamlığınca basına verilen program içeriğinde geleneksel olarak yapılan ‘Fener Alayı’ yer almıyor!